https://www.posseible.org/index.php/pub/issue/feed POSSEIBLE 2024-01-01T22:17:43+03:00 Editor editor@posseible.org Open Journal Systems <p><em><span style="font-weight: 400;">Posseible </span></em><span style="font-weight: 400;">yılda iki kez (temmuz-aralık) yayımlanan, hakemli</span><strong> </strong><span style="font-weight: 400;">ve açık erişimli bir felsefe dergisidir.</span></p> <p><span style="font-weight: 400;">Dergimizin adı ilhamını </span><em><span style="font-weight: 400;">posse </span></em><span style="font-weight: 400;">(-ebilmek) ve </span><em><span style="font-weight: 400;">est </span></em><span style="font-weight: 400;">(olmak) fiillerinin Tanrı’daki ayırt edilemezliğini vurgulamak üzere </span><em><span style="font-weight: 400;">possest</span></em><span style="font-weight: 400;"> kavramında buluşturan Nicolaus Cusanus’tan almıştır.</span></p> <p><span style="font-weight: 400;">2012’de yayın hayatına başlayan </span><em><span style="font-weight: 400;">Posseible: Felsefe Dergisi</span></em><span style="font-weight: 400;"> 2016 yılından beri The Philosopher’s Index</span><strong> </strong><span style="font-weight: 400;">tarafından dizinlenmektedir. </span></p> <p><strong>ISSN: 2147-1622</strong></p> https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/156 Yapıdan Makineye 2023-07-07T20:06:36+03:00 Güncel Oğulcan Ülgen g.ogulcanulgen@gmail.com Simone Aura simone.aurora@unipd.it 2023-12-25T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/164 Anlatı ve Yeniden İnşa 2023-09-10T02:37:49+03:00 M. Taha Tunç tahatunc@hacettepe.edu.tr Claude Panaccio panaccio.claude@uqam.ca 2024-01-01T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/173 Bruno Latour, Rota 2023-12-10T21:50:46+03:00 Gökalp Çuhacı gokalpcuhaci2@gmail.com 2023-12-25T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/170 Lyotard'dan Postmoderne Bir İtiraz 2023-11-20T11:55:46+03:00 Özge Ejder ozge.ejder@msgsu.edu.tr 2024-01-01T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/176 Bir Çeviri Deneyimi 2024-01-01T22:17:43+03:00 Gülben Salman gsalman@ankara.edu.tr 2023-12-25T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/172 Ontolojik Kayıtsızlığa Etik Başkaldırı Figürleri Olarak Antigone ve Rispa Bath Aya 2023-12-07T14:20:59+03:00 Cevriye Demir Güneş cevriye.demir@hbv.edu.tr <p><strong>Öz</strong></p> <p>Levinas’ın felsefesi etiği, ben ve Başkası arasındaki sonsuz sorumluluk ilişkisiyle düşünür ve son dönemi itibarıyla mutlak bir kutsiyet felsefesine dönüşür. Bu dönüşüm, bir yandan etiği tekil etik ilişkiler düzeyinde sarsılmaz kılarken, diğer yandan çok sayıda Öteki’lerin veya Üçüncü’lerin olduğu bir dünyada, kaçınılmaz olarak çoğulluğu, eşitliği, karşılıklılığı, adaleti ve evrenselliği tartışmayı gerekli kılar.&nbsp; Ancak bu gereklilik Levinas için kutsi etik ilişkiden vazgeçmek veya etik düşüncenin ana hattını bütünüyle değiştirmek anlamı taşımaz. Aksine,&nbsp; kökenini ontolojik düşünüşün dinamiklerinde bulan metafizik geleneğin doğurduğu ve Levinas tarafından Başkası’na karşı kayıtsızlık/ilgisizlik olarak dillendirilen ontolojik bakışın temeline yerleşmesi gereken bir etik duyarlık ihtiyacı olarak varlığını sürdürmeye devam eder. Bu doğrultuda Antigone ve Rispa Bath Aya da özgürlük ve karşılıklılığı talep eden ontolojik kayıtsızlığa karşı mücadele veren direnişçiler olarak konumlanırlar. Grek Tragedyasının ebedi karakteri Antigone ve Yahudiler’in Antigonesi Rispa, Başkası’nın ölümü ve ölü bedeni karşısında gösterdikleri etik tavırları ve tuttukları yas nedeniyle hem tragedya geleneği ile Yahudi geleneğini bir arada düşünmeyi sağlamakta, hem de Levinasçı etiğin -Başkasının sonsuz sorumluluğu, Başkası’nın rehini olma, Başkası’nın ölümü ve sorumluluk, Başkası’nın yerine geçme, etik ve politik adalet ilişkisi- kavramları aracılığıyla kutsiyet etiğini politik alanda işlevsel hale getirmektedirler. Biri kurmaca diğeri gerçek olan bu iki kadın figürün Levinas’ın kutsiyet etiğiyle birlikte ele alınması bitimsiz Antigone yorumlarına bir yenisini katma girişimidir. Makalenin amacı, Antigone ve Rispa’nın “Başkası’nın ölümü” karşısında gösterdiği “sorumluluk ve feragat” eylemleriyle Levinasçı kutsi etik sembolleri ve etik ile politika arasındaki çatışmayı etik lehine dönüştüren aktörleri olduğunu göstermektir.</p> <p>&nbsp;<strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Levinas, Antigone, Rispa Bath Aya, kutsiyet, Başkası’nın ölümü, sorumluluk.</p> 2024-01-01T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/169 Seyir Emeği ve İşsizlik 2023-11-02T17:20:56+03:00 Gökmen Karsavran gkmnka@gmail.com Özgün Yorga ozgunyrg@gmail.com <p>Üretim araçlarının hızlı gelişimi neticesinde gelecekte iş imkânlarının azalacağı öngörülmektedir. İki temel senaryo öne çıkıyor: Yeni iş fırsatlarının yaratılması veya çalışmadan bağımsız bir gelir sisteminin kurulması. Ancak seyir edimlerinin bir ücretli emek kategorisi olarak kabul edilip edilemeyeceği konusu ise tartışmalıdır. İnsanların izledikleri, okudukları ya da göz ucu ile baktıkları ve çoğu reklam içeren içerikleri sırf deneyimledikleri için bir emek süreci içinde oldukları varsayımı olmaksızın değer varsayımları da boşa düşecektir. Dahası değer üretmesi tartışmalı seyir edimleri için yeni iş olanağı yaratma kapasitesi de sorgulanır olacaktır. Sorunsal üretim sürecinin değil, ancak bölüşüm sürecinin gündemi olabilir.&nbsp;</p> 2023-12-25T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/152 Hayden White’ı Micheal Foucault ile Okumak 2023-11-12T14:50:03+03:00 Şilan Kesler silan.kesler@msgsu.edu.tr <p>&nbsp;&nbsp; 1980’lerle beraber, postmodernizmin yükselişine dair görüşlerin peşi sıra, tarihin öznelliğine ilişkin fikirler doğmaya başlamıştır. Bu tarih fikrinde; indirgeyici tutumlara karşı çoğulluğu savunmak ve tarihin geçmişten çok şimdiyle, iktidarla ve iktidar-bilgi ilişkisiyle bağlantılı olduğu düşüncesi merkezidir. Temelinde 19. yüzyılın geleneksel tarihçiliğine eleştirileri barındıran bu görüşler, tarihe dair açıklamaların, dilin sınırları içerisinde oluştuğu fikrine dayanmaktadır. Tarihyazımının bilimsellik ve nesnellik boyutu sorgulanırken, tarihyazımına dilbilimsel öğeler ve bunları takiben estetik bir boyut eklenmektedir. 20. yüzyılda Hayden White, geleneksel tarihyazımındaki tutarlılık ve bütünlük iddialarına, anlatının estetik açıdan biçimlendirildiğini savunarak, tarihsel söylemin ve onu yaratan dilsel kapsamın birbirinden ayrıştırılamayacağı fikriyle itiraz eder. Tarihçi kimliğini reddederek, tarihin kurallarını tehdit eder cinsten anti-tarihsel bir tarih kavrayışı oluşturan Michel Foucault’nun insan bilimlerine eleştirileri, tarihsel dönemleri epistemeler arası geçişler olarak inceleyişi ve Nietzsche’den esinle kullandığı soybilim, White’ın kendi Foucault okumasında sahiplenilmektedir. Dolayısıyla Foucault’nun da tıpkı Nietzsche gibi bir şair-tarihçi kimliğine bürünerek “estetize edilmiş bir tarih” anlayışını oluşturduğunu; White’la bu estetizasyonun yanında, bilimcilik ve olguculuk eleştirileri bakımından ortaklaştıklarını düşünebiliriz. Bu makalede, White ve Foucault’da gördüğüm bu paralellikleri soybilim, anlatı ve “tarihin estetizasyonu” temaları üzerinden izleyerek yaptığım analizlerin sonuçlarını sunmayı amaçlıyorum. White ve Foucault’nun konumlarının ve geliştirdikleri tarih kavrayışının, tarihin kurgusal yönünü ve söylemlerdeki ideolojik boyutu ifşa edebilme potansiyeli taşıdığını göstermeye çalışıyorum. &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;</p> 2023-12-25T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/144 Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik Kavramlarını Yeniden Düşünmek 2023-06-07T11:31:14+03:00 Rahmi Yurttakalan rahmi.yurttakalan@gmail.com <p>Bu çalışmanın temel hedefi, Arendt felsefesi çerçevesinde, <em>demokrasi</em> ve <em>öteki</em> kavramlarını günümüzün koşullarında tekrar değerlendirmektir. Bu amaçla Arendt’in mevcut politik felsefesini nasıl kurguladığı ve ne gibi çözüm önerileri getirdiği tartışılacaktır. İlk bölümde Hannah Arendt’in İnsanlık Durumu adlı eserini temele alarak emek, iş, eylem, kamusal alan (Polis) ve özel alan (Hane) kavramlarının geçmişten günümüze nasıl bir değişiklik gösterdiği, bu kavramların özgürlük ve eşitlik kavramlarıyla nasıl bir bağı olduğu tartışılacak ve çalışmanın devamı adına gerekli kavramsal zemin hazırlanacaktır. İkinci bölümde, ilk bölümde ortaya koyduğumuz kavramların bugünün politik koşullarında nasıl değerlendirilebileceği, bu felsefede demokrasi kavramının nasıl işletilebileceği tartışılacaktır. Bunu yaparken, Fransız İhtilalinin mottosu olan <em>Liberté, égalité, fraternité</em> cümlesinden yola çıkarak, eşitlik ve özgürlüğün yanına kardeşliğin neden getirildiği Arendt felsefesinden yola çıkarak soruşturulacaktır.</p> 2023-12-25T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE https://www.posseible.org/index.php/pub/article/view/174 Michel Foucault'da “Sözce” Kavramının Deleuzecü Analizi 2024-01-01T21:25:44+03:00 Kudret Aras karas@bingol.edu.tr <p>Bu yazıda, Michel Foucault’nun ortaya koyduğu “sözce” kavramı, Gilles Deleuze’ün yorumları ile birlikte ortaya konulacaktır. Foucault, ilk dönem çalışmalarında, bilgiden ve bilimden önce gelen “söylemsel düzenlerin” temel yapıtaşları olan, “sözceler”i açığa <br>çıkarma girişiminde bulunmuştur. Bu kavram daha sonra açığa çıkacak olan “iktidar” kavramının ortaya çıkmasına zemin hazırlayacak olan önemli bir kavramdır. İlk dönem çalışmalarının kavramsal içeriğini ortaya koyan Bilginin Arkeolojisi, bir sözceler teorisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sözceler, söylemlerin en küçük yapıtaşlarıdır. Sözceler, aslında gizli değildirler, söylemler içinde şimdiden zaten söylenmişlerdir. Ama söylemlerde ilk bakışta görülenler, önermeler, cümleler ve söz edimleri olduğu için ve bunlar da ivedilikle genel bir hakikati ortaya koyma eğiliminde oldukları için, sözceleri görmek imkânsız hale gelir. Bu nedenle sözceleri ortaya çıkarmak güç bir iş olmaktadır. Foucault’nun özgünlüğü bu güç işi ilk çalışmalarından itibaren başarmış olmasıdır. Foucault, sözceleri, bir dönemde hakikat olarak ortaya çıkan söylemlerin üretim, düzenleme, dağılım, dolaşım ve işleyişi çerçevesinde düşünerek açığa çıkarma girişiminde bulunmuştur. Deleuze’ün kendi felsefi çalışmalarında da sözce kavramı önemlidir. Çünkü içerik verili oluğunda (majör edebiyat) ona uygun bir sözce bulunur, buna karşın içerik verili olmadığında (minör edebiyat) önce sözcelemekle işe başlanır sonra içerik kurulur. Öyleyse her iki filozof için de içerikten önce gelen sözcelerin teşhisi çok önemlidir.</p> 2023-12-25T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2024 POSSEIBLE